6 Kasım 2010 Cumartesi

SIMURG; OTUZ KUŞUN ÖYKÜSÜ

Efendim, vakti zamanında sadece kuşların yaşadığı bir memleket varmış. Kuşlar kendilerine bir padişah seçmek istemişler. Sormuş soruşturmuşlar; padişahın Kafdağı denilen uzak, çok uzak bir diyarda bulunduğunu öğrenmişler. Padişahın adı da SİMURG imiş... Kuşlar, hep birden Simurg'a gitmeyi, onun önünde diz çökmeyi ve ona kavuşmayı dilemişler. Önlerinde çok çeşitli engeller, dik vadiler ve aşılması güç dağlar varmış. Fakat bir kez karar vermişler, ölmek var dönmek yok diye. Kafdağı'nın ardına ulaşmak için topluca yola koyulmuşlar. Yolun yarısına gelmeden kuşların çoğu ölmüş. Simurg'a ulaşabilmek için, önlerinde daha aşılması zorlu yedi engel varmış. Bu yedi aşamayı da atlatmak için kuşlar çok gayret sarfetmişler. Bütün arzuları Simurg'un huzuruna ulaşabilmekmiş. Çetin bir savaş vererek ve binbir türlü zorluklarla karşılaşarak bu yedi alanı da geçmişler. Kuşlardan pek azı hayatta kalabilmiş. Sonunda Kafdağı'na ulaşabilmişler. Ulaşmışlar ama, gel gör ki, milyonlarca kuştan geriye sadece "otuz" kuş kalmış. Onlar da can çekişmekteymiş. Bir de bakmışlar ki, Kafdağı'ndaki Simurg, aslında kendileriymiş! (Simurg, Farsça otuz demekmiş.)

Taşkın Tuna, "Oku" Ama Neyi  kitabından alıntıdır.